En Kötüsünden En İyisine Harry Potter’ın Doğum Günleri

Harry Potter için doğum günü olgusu ortaya karışık çerez gibi. Bazıları muhteşem bir büyücü olduğunu keşfettiğindeki gibi eşsiz, ancak diğerleri… Eh, o kadar da harika değil.

Harry’nin doğum günlerine şöyle bir göz attık ve onları en kötüsünden en iyisine doğru sıraladık. Sizler için çevirdiğimiz bu harika Wizarding World listesine yakından göz atma zamanı!

İşte En Kötüsünden En İyisine Harry Potter Doğum Günleri

7-) 12. Doğum Günü

Harry’nin doğum günleri arasındaki en berbat olan, on ikiye bastığı doğum günü. Bir yılı Hogwarts’ta (yeni arkadaşlar edinip pek çok harika macera yaşadığı yer) geçirdikten sonra, Privet Drive’a dönmek zorunda kalması bünyesine ciddi bir şok yaratmış olmalı. Ve doğum günü gelip de hiç kutlama kartı almayınca, çok kötü hissetmiş olmalı. Dursleyler elbette hatırlamayacaktı-ancak en azından Ron ve Hermione’nin doğum gününü hatırlamasını beklerdi. Ancak sonradan, onların aslında unutmadığı, gelen postaları Dobby’nin sakladığı ortaya çıksa da on iki yaşına bastığı günü berbat ve yalnız halde geçirdi.

“Harry arka kapıdan çıktı. Pırıl pırıl, güneşli bir gündü. Çimenliği geçti, bahçe sırasına çöktü ve yavaş sesle, “Mutlu yıllar bana… mutlu yıllar bana…” diye şarkı söyledi.

Kart yok, armağan yok, üstelik de akşamı orada yokmuş gibi yaparak geçirecekti. Mutsuz bir şekilde çite gözlerini dikti. Kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemişti. Harry, Hogwarts’taki her şeyden fazla, hatta Quidditch oynamaktan bile daha fazla, en iyi arkadaşları Ron Weasley ve Hermione Granger’ı özlüyordu. Ancak arkadaşları onu hiç özlemiyormuş gibiydi. Her ikisi de ona yaz boyunca yazmamışlardı, üstelik de Ron, Harry’ye onu evlerinde kalmaya davet edeceğini söylediği halde.”

Harry Potter ve Sırlar Odası

6-) 15. doğum günü

Harry’nin on beşinci doğum günü neşeli ya da eğlenceli değildi-ve Harry’nin de bu duruma bir faydası olmuyordu. Yine, Dursleylerin evinde kısılıp kalmak Harry’nin doğum günü için pek iyi şeyler ummamasına neden olmuştu. Bu kez, arkadaşları ona hediyeler göndererek durumu iyileştirmeye çalışsalar da Harry bu jestlerini takdir edemeyecek kadar onları kıskandığı acılı bir durumdaydı. Harry, iki en iyi arkadaşının birlikte ve onsuz eğlenceli zaman geçirmekte olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle hediyelerini aldığında mutlu olmak yerine, onları bir kenara fırlattı. Bu da onun zaten sefil başlayan doğum gününü daha da kötüleştirdi.

“İyi de ne zaman göreceklerdi onu? Kimse zahmet edip kesin bir tarih bildirmemişti. Hermione, Harry’nin doğum gününde gönderdiği kartın içine, Seni yakında göreceğimizi umuyorum diye çiziktirmişti ama, yakın ne kadar yakındı ki? Mektuplarındaki belli belirsiz imalardan anlaşıldığı kadarıyla, Hermione ile Ron aynı yerdeydiler, herhalde Ron’ların evinde. O, Privet Drive’a tıkılıp kalmışken, ikisinin Kovuk’ta eğleniyor olmalarının düşüncesine bile dayanamıyordu. Aslında onlara o kadar kızgındı ki, doğum gününde gönderdikleri iki kutu Balyumruk çikolatasını açmadan atmıştı. Ama sonra, Petunia Teyze’nin o gece için hazırladığı pörsümüş salata önüne sürülünce pişman olmuştu, o başka.”

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

5-) 14. Doğum Günü

Pastaları kim sevmez? Peki ya bir doğum günü pastasından daha iyi ne olabilir? Dört doğum günü pastası! Harry’nin on dördüncü doğum günü aslında en kötüsü değildi. Artık hayatında bir vaftiz babası olduğu için doğum gününü kutlayacak ekstra biri daha olmuştu! Hâlâ Privet Drive’da tıkılı kaldığı için bu da muhteşem değildi, yine de diğer birkaçından daha iyiydi. Diyette olan Dudley ile, Harry, odasında döşeme tahtasının altında saklı olan gizli leziz şöleni düşünmekten ekstra zevk alıyordu…ve bir kez olsun, bunu kaçıran Dudley olmuştu.

“Sonra Harry’nin doğum gününde (Dursley’ler bu günü tümüyle yok saydılar) Ron, Hermione, Hagrid ve Sirius’tan dört tane muhteşem doğum günü pastası geldi. İki tanesi hâlâ duruyordu, Harry odasına gidince doğru dürüst bir kahvaltı edeceği için greyfurtunu hiç şikayet etmeden yedi.”

Harry Potter ve Ateş Kadehi

4-) 13. Doğum Günü

Harry’nin on üçüncü doğum günü, insanların onu düşündüğünü ilk kez anladığı doğum günüydü. Kartlar ve hediyelerin doğum gününde verildiği bilinen bir şey olsa da Harry için durum farklıydı. On üç yaşında, işler değişmeye başladı. Harry, dışarıda ona değer veren ve bu özel günü kutlamaya hevesli insanlar olduğunu görerek ilk kez doğum gününün tadını çıkartabileceğini fark etti. Ve yepyeni bir Sinsioskop ve Süpürge Bakım Kiti almak da cabası.

“Sonra gözlüğünü çıkarıp, gözleri açık, yüzü üç doğum günü kartına dönük, yatağa uzandı.

Ne kadar sıra dışı olursa olsun, Harry Potter o anda herkesin hissettiklerini hissediyordu: Ömründe ilk kez, o gün doğum günü olduğu için mutluydu.”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

3-) 16. Doğum Günü

Pekala, konu bu maddeye gelince bizi sonuna kadar dinleyin. Evet, Harry’nin on altıncı doğum günü pek çok kayıp ve ölümün feci haberleriyle hasar görmüş olabilir ancak bu yine de Harry’nin sevdiği insanlarla geçirdiği ilk doğum günüydü. Evet, doğum günü çayı iç karartıcıydı, ancak en azından Ron, Hermione ve diğer Weasleyler ile birlikteydi. En azından Dursleylerin aksine onlar, kutlama zahmetine girdi.

“Mutlu ve huzurlu bir tatil olabilirdi, tabii Gelecek’te artık hemen hemen her gün çıkan, kaybolmalara, tuhaf kazalara, hatta ölümlere dair haberler olmasaydı. Bill ve Mr Weasley bazı haberleri daha gazetede çıkmadan eve getiriyordu. Harry’nin on altıncı doğum günü, Mrs Weasley’nin hiç hoşuna gitmeyen bir şekilde, Remus Lupin’in partiye getirdiği tüyler ürpertici havadislerin gölgesinde kalmıştı. Lupin’in kendisi ise sıska ve asık suratlı görünüyordu, kahverengi saçı beyaz tellerle doluydu, giysileri ise her zamankinden de yırtık pırtık ve yamalıydı.”

Harry Potter ve Melez Prens

2-) 17. Doğum Günü

Harry’nin on yedinci doğum gününün üzerinde Voldemort’un dönüşüne ait bir kara bulut asılı olabilir-Sihir Bakanı’ndan doğaçlama bir ziyaretten bahsetmiyoruz bile, yine de bunlar Harry’nin en iyi kutlamalarından biri olmasına engel olmadı. Snitch şeklindeki pastadan Mrs Weasley tarafından hazırlanan enfes doğum günü ziyafetine, sevildiği kişiler tarafından etrafı sarılmış halde yapılan kutlamalardan, Harry’ye çok şey ifade eden saat hediyesine kadar kesinlikle en hoşa giden ve muhteşem anlara sahip olanıydı.

““Rüştünü ispat ettiğinde bir büyücüye saat vermek adettendir,” dedi Mrs Weasley, ocağın yanında onu kaygıyla izleyerek. “Maalesef bu Ron’unki gibi yeni değil, kardeşim Fabian’a aitti. O da eşyalarına pek dikkat etmez, o yüzden arkasında bir çentik var, ama-”

Konuşmanın gerisi gelmedi, çünkü Harry yerinden kalkıp ona sarılmıştı. Bu kucaklamaya dile getirilmemiş birçok şeyi dökmeye çalıştı. Herhalde Mrs Weasley de anlamıştı bunları, çünkü Harry onu bırakınca beceriksizce yanağını okşadı ve asasını gelişigüzel bir şekilde sallayarak yarım paket domuz pastırmasının tavadan fırlayıp yere düşmesine sebep oldu.”

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

1-) 11. Doğum Günü

Zirve noktası nasıl farklı bir gün olabilirdi ki? Bir insana her gün sihirli olduğu ve sihir dünyasına ait olduğu söylenmiyor neticede. Aslında, iddiaya giriyoruz ki bu gün Harry’nin hayatı boyunca yaşadığı en iyi anlardan biriydi. Doğum günü Hagrid ile tanışması, asasını alması, kendisine dondurma alınması, Hedwig’in armağan edilmesi ve ailesinin ona ufak bir servet bıraktığını öğrenmesi ile devam etti, hangi birini sevmesin ki? Harry bile, Gringotts bankasını soymaya çalıştıklarında kendisini anılarında gezinirken bulunca, o günün en iyi doğum günü olduğunu söylemişti…

Harry başını kaldırıp onlara baktı ve birdenbire cam gibi net bir anı belirdi zihninde: on bir yaşına bastığı gün, yani ömrünün en harika doğum gününde tam bu noktada duruyordu, yanında da Hagrid, “Söylediğim gibi, burayı soymaya kalkanın fıttırması gerek,” diyordu.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Özel anı…

Harry’nin ilk doğum günü özel bir anıyı hak ediyor. Harry onu hatırlamıyor olsa da (bu nedenle listemizde yer almıyor), bu ailesiyle birlikte (ve Bathilda Bagshot ile) geçirdiği tek doğum günüydü. Doğum günü çayı ve yeni bir oyuncak süpürgesi vardı ve de etrafında dünyada onu en çok seven kişiler.

* * *

Yazımız her ne kadar buruk bir tat ile bitse de hepimizin hayatına sihri taşıyan bu çocuk iyi ki doğmuş! Sizce en iyi doğum günü hangisiydi peki? Yorumlarda buluşalım.