Beyaz Perdenin Asil Yaratıkları Hipogrifler Sinemaya Nasıl Taşındı?
|Yarı kuş, yarı at desek aklınıza ne gelir? Bizim aklımıza Harry Potter serisinde karşılaştığımız muhteşem türlerden yalnızca biri olan hipogrifler geliyor. Sihir dünyasının gururlu yaratıklarıyla ilgili daha da muhteşem bir gerçek ise tanıştığımız ilk hipogrif olan Şahgaga’nın gerçek boyutlu ve hareket eden bir modelinin filmler için yaratılmış olması!
Hipogrifler kartal başlı, uçabilen ve at biçiminde bir vücuda sahip olan yaratıklardır. Azkaban Tutsağı filminde bulunan Sihirli Yaratıkların Bakımı dersinde Hagrid tarafından öğretildiği üzere hipogriflerle iletişim kurmak için belirli kuralları izlemek zorunludur. Bu kurallar ise hipogrifin önünde eğilmek ve karşılık vermesini beklemekten ibaret. Şahgaga Hagrid’in verdiği ilk derste tanıştığımız bir hipogrif, Hagrid’e destek olmak isteyen Harry ise onunla iletişim kuran ilk öğrencilerden biriydi. Elbette Şahgaga Harry’e başını eğdi, hatta Harry’nin onu uçurmasına bile izin verdi.
Şahgaga, Azkaban Tutsağı’nda değerli bir konuma sahip çünkü iki önemli kurtarma operasyonda rol oynuyor. Bunlardan ilki kurtadam halindeki Remus Lupin tarafından izlenen Harry ve Hermione’nin kurtarılması, ikincisi ise o gece Harry ve Hermione tarafından kurtarılan Sirius Black’in Şahgaga ile birlikte Hogwarts şatosundan uzağa uçması. Böylece Dumbledore’un umduğu gibi birden fazla masum kurtulmuş oldu. Azkaban Tutsağı’nda hem Sirius’un hem de Şahgaga’nın haksız yere hüküm giydiğini hepimiz hatırlıyoruz.
Azkaban Tutsağı filmi için Şahgaga’yı yaratan tasarımcılar bu süreçte hipogriflerin mitolojik dünyadaki temsilinden yararlandılar. Şahgaga’nın profili için kaya kartalı adında bir canlıdan ilham alındı. Hareket kabiliyetinin geliştirilmesi için ise kuşların uçuş, atların yürüyüş biçimleri ayrıntılı bir şekilde analiz edildi. Aynı zamanda kanatların bacaklarla orantılı olabilmesi için veterinerler ve fizikçilerle birlikte çalışıldı.
Önceden geliştirilmiş skeçler yaratığın bütün hareketlerini test etmek amacıyla bilgisayar ortamında yaratılmış modellere dönüştürüldü. Test edilen hareketler arasında dörtnala koşma, uçuş ve en önemlisi yere iniş vardı. Bu bilgisayar modeli Şahgaga’nın karakteristik özelliklerinin keşfedilmesi için de kullanıldı, bu karakter gururlu ve neşeli iki mod arasında değişiklik gösteriyordu. Bunların yanında görsel ekip önemli bir görevi başarıyla yerine getirdi; Şahgaga’nın sekiz buçuk metrelik kanatlarını sorunsuz ve düzgün bir şekilde kapatması sağlandı.
Farklı ihtiyaçları yerine getirmek için dört hipogrif modeli oluşturuldu: dijital olarak kontrol edilen ve bir uçta dengelenmiş ilk model ön profil çekimleri için kullanıldı, ikinci model kontrol edilmeden konumlanmıştı ve arka plan çekimleri için kullanıldı, üçüncü model ise hatırladığımız üzere Draco Malfoy’a saldırdığı için hükümlü bulunan Şahgaga’nın Hagrid’in kulübesinin arkasında balkabağı tarhında oturan haliydi. Oturan Şahgaga modeli oldukça çamurlu ve taşlı bir İskoç yamacına yerleştirilmişti ve kablolu bir düzenekle kontrol ediliyordu.
Bahsettiğimiz üç modelin tıpatıp aynı olması gerekiyordu, tasarlanmaları sürecinde çok fazla zaman ve yoğun emek harcandı. Hipogrifin kuş şeklinde olan yarısı oluşturulurken üç model için de aynı boyutta ve renkte tüy parçaları teker teker kesildi, boyandı ve yapıştırıldı. At şeklindeki diğer yarının tüyleri ise karışık bir toplama süreciyle ilave edildi, bu yöntem at adamlar için kullanılanın aynısıydı; ilave tüyler tek tek eklendi. Daha sonra bu tüyler boyandı ve çizildi. Dördüncü ve son model ise dijital ortamda yaratıldı ve Şahgaga’nın uçması veya yürümesi gereken zamanlarda kullanıldı.
Peki yaz sizler filmlerde izlediğimiz Şahgaga‘yı nasıl bulmuştunuz?