İngiliz Kütüphanesi’nde Süpürge ve Ejderha Kemiklerinin Yanında Harry Potter Şöleni Var!

Şimdi bir müze düşünün. İçinde gerçek Nicolas Flamel‘in mezar taşından binlerce yıl öncesinden kalan acayip acayip kemikleri barındırıyor. Ve bunun yanında J.K. Rowling‘in bazı yazmaları, mektupları ve Harry Potter izi taşıyan pek çok materyal içeriyor. Gerçek ve büyü, birbirine karışmış gibi, değil mi?

J.K. Rowling‘in kitaplarındaki yazılardan oluşan, yüzyıllardır hikayelere konu olan deniz kızları ve cadıların kristal kürelerini de içeren sergisi çokça ilgi görmüştü.

Bunların hepsi doğru ve tartışılamaz kanıtları, İngiliz Kütüphanesi‘nde sergileniyor. Bu parçalar, Harry Potter kitapları ve taslaklarıyla yan yana sergileniyor ve 30.000 biletten fazlası satılmış durumda. Sergide ejderha kemikleri, bir denizkızı, adım adım Felsefe Taşı yaratma (ki tarif altı metre uzunluğunda), 20. yüzyılda yaşamış Kokulu Nelly (Smelly Nelly) isimli bir cadının kara kristal küresi ve Dartmoor sakinlerini sık sık korkutan bir batılı cadının süpürgesi yer alıyor.

J.K. Rowling bile bu serginin ön gösteriminde, kendi hikayelerinin büyü tarihiyle karışmasıyla çok mutlu olmuştu. Hatta kendisinin de hikâyesinde karakter olarak kullandığı Nicolas Flamel‘in mezar taşıyla karşılaşan Rowling, şu tweeti atmıştı:

Ne olduğunu tahmin edin. Bunu az önce gördüm ve büyülendim…

(Gerçek Nicolas Flamel’in hayatını buradan okuyabilirsiniz.)

Müzenin baş müdürü Julian Harrison, bu mezar taşının simyacı ve muhtemel büyücü Nicolas Flamel‘in anısına, ki kendisi 1418’de vefat emiş ve mezarı yüzyıllar sonra açıldığında bedeni bulunamamıştır, Paris’teki Musée de Cluny‘den getirildiğini açıkladı. Bu mezar taşı, 19. Yüzyıl’da bir Paris dükkanında yeniden ortaya çıkmıştı, ters tutuluyordu ve doğrama tahtası olarak kullanılıyordu.

Müze görevlileri ulusal ve uluslararası koleksiyon parçalarıyla birlikte, J.K. Rowling ve dağıtımcılarının arşivlerinden (kitaplardaki karakterlerin her gün ne yaptıklarını şaşırtıcı bir şekilde açıklayan detaylı arka hikayeleri dahil) bir sergi oluşturdu. Ayrıca herhangi bir iksir kadar büyülü olduğu düşünülen bir el yazması da vardı: Alice Newton’un, Bloomsbury’nin kurucusunun sekiz yaşındaki kızının, Rowling’in sekiz farklı dağıtımcı tarafından reddedildikten sonraki fikirleri. Alice şöyle yazmıştı:

Bu kitaptaki heyecan beni sımsıcak hissettirdi. 8-9 yaşlarındaki bir çocuğun belki de okuyabileceği en iyi kitaplardan biri.

Sonuç nasıl mı oldu? 400 milyondan fazla kitap 68 dilde satıldı ve bu sayı gün geçtikçe artıyor!

Ayrıca, Harry Potter kitaplarının son hallerinde kendine yer bulamayan birkaç sayfa da sergide mevcut. Ron ve Harry, uçan arabayı Şamarcı Söğüt yerine denizkızlarıyla dolu bir göle çarpar.“Deniz kızları kitaplarda göründükleri gibi pek de sevimli değiller sanki,” der Ron – ki bu kesinlikle doğrudur çünkü İngiliz Müzesi‘nde, bu sayfanın komşularından biri de bir deniz kızıdır. Kendisi, dahiyane bir şekilde, yüzyıllar önce Japonya’da bir maymunun ve bir balığın dikilmesiyle oluşmuştur.

Sergi, İngiliz Kütüphanesi’ndeki en eski objeleri de barındırıyor: Çin’de 3000 yıl önce fal bakmak için kullanılan yanmış ve kırılmış kemikler. Bu kemiklerin ise ejderhalardan geldiğine inanıyorlardı. Koleksiyondan bir kitapta, nispeten daha yakın bir zamanda “vahşi bir ejderha” görüldüğüne dair bir yazı var: İtalya-Bolonya’da bir araziye 13 Mart 1572’de çakılan bir ejderha. Bu “ejderha” 100 yıl sonra yerel bir müzede sergilenmişti.

Ziyaretçiler, dijital tarot katları üzerinden fal baktırma şansına sahip. Yardımcı müze görevlisi Tanya Kirk, sergi öncesinde ziyaretçilere yardım ediyor. Kendisine, “Bir amaç için çok sıkı çalıştın,” denmişti. Tanya ise, “Eh, bunun tamamıyla ikna edici olduğu bir gerçek.” diyerek cevap verdi.

Kirk, Kokulu Nelly için bir zaafı olduğunu itiraf ediyor. Kokulu Nelly, Paignton’daki bir cadı, kendisi çok, çok güçlü parfümlerin ruhların dikkatini çekeceğini düşünüyordu. Ayrıca Kirk, kalın ve kara bir yapışkan maddeyle kaplanmış bir kazan tarafından korkutulduğunu açıklıyor. Bu kazan, Cornwald’daki üç cadının bir şeytan çağırma ayininde bulunması ve kazanın patlamasıyla korkarak kaçtığı yerde keşfedilmiş.

Harrison ise eğlenerek şöyle diyor: “Bunlara inanıyor muyum?“.

Bu çok basit bir soru değil. İksirleri ele alalım. Günümüzde iksirleri büyülü görüyoruz fakat ortaçağ zamanlarında tıbbi bir unsur olarak görülüyordu. Zaman zaman ufak büyüler yapmayı düşünmeyi, ya da bazen neredeyse yapabileceğimi hissetmeyi seviyorum.

Sizler İngiltere’deki bu büyü müzesi hakkında neler düşünüyorsunuz? Harry Potter ve J.K. Rowling’in, artık kültürel bir miras haline gelmeye başladığını söyleyebilir miyiz? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Kaynak: theguardian

1 Yorum

Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir