Harry Potter Dünyasının “Ejderhaları” Hakkında Her Şey
|Eminiz aramızda ejderhaları sevmeyen yoktur ama hepimizin bu büyülü, devasa canavarlar hakkında yeterince bilgisi var mı? İşte Pottermore‘dan aydınlatıcı bir rehber!
Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda ilk ejderhamız sevimli ufaklık Nobert’la tanıştık. Ama ateş püskürten arkadaşlarımızla ilgili öğrenebileceğimiz daha bir sürü şey var.
Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar‘ın kitabına göre ejderhalar hem en ünlü büyülü canavar hem de saklaması en zor olanlardır.
Norbert, Felsefe Taşı‘nda Hagrid tarafından yumurtadan çıkarılan ejderha, kesinlikle öyleydi. Hagrid’in bu konuda endişelendiğinden de değil, Norbert ahşaptan kulübede duman üfleyerek volta atmış olsa bile. Ancak ejderhaların uzun süre saklı da kalamayacağı bir gerçek. Hatırlarsanız Draco Norbert’ı gördüğünde, Hagrid Hogwarts’tan başka bir yere gitmesinin daha iyi olacağını kabullenmişti.
Tarihleri
Ejderhaların, aynı zamanda en ünlü büyülü yaratıklar arasında yer aldığı doğrudur. Geçmişleri, Antik Yunanistan’a kadar dayandığından, en oturmuşlar arasındakilerden oldukları da kesin. Dünyada ilk ejderhaların bahsi, Antik Yunanistan’da, milattan önce 762 civarında yazılan İlyada‘da geçiyor. Rastlantı eseri, Yunanca olan drákōn kelimesi, ayrıca iyi tanıdığımız bir Malfoy’un (Draco) ilk isminin kökenidir.
Eski Yunan mitolojisinde ejderhaya benzeyen dört yaratık vardır -kocaman, ölümcül, yılanımsı ejderhalar; Deniz Canavarı olarak da bilinen Ketea (Cetea); ateş püskürten, yılan, aslan ve keçinin melezi Kimera (Chimaera); ve belden üstü su perisi, alt kısmı ise deniz ejderhası olan, dişi canavar Drakanya (Dracaenae).
Görünüşleri
Aynı zamanda “drákōn” kelimesinin edebi olarak çeşitli yorumlamaları da var –kocaman yılan (serpent) ya da deniz yılanı anlamına gelebilir. Kültürel terimler ejderhaların, Güney ve Doğu Asya’ya kıyasla, Batı ülkelerinde farklı betimlenmesine yol açmıştır.
Eski Yunanlıların kanatsız, yılanımsı ejderhalarının benzeri, Çin ejderhasının ana görsel yorumu olmayı koruyor. Batı ülkelerinin efsanevi ejderhaları, kanatlı olmaya ve ateş üflemeye yatkın, daha çok Kimera gibi. Yine de genellikle Kimeralar, kendi kategorilerinde mitolojik canavar olarak biliniyor (ve dolayısıyla Fantastik Canavarlar kitabında kendi kısımları var).
Çinlilerin mitlerinde ejderhaların bacak sayısı dörde kadar çıkabiliyorken, eski Avrupa hikayelerinde genellikle altı bacaklı oldukları tespit edilmiştir. İki kültürde de ejderhalar, uzun çatallı kuyruklarıyla pullu sürüngenler olmaya meyillidir.
Yaşam Alanları
Fantastik Canavarlar kitabı, Yeni Zelanda’nın vadileri ve Galler’in dağlarından; Peru, İsveç ve Çin gibi türlü türlü ülkelere, her biri birbirinden farklı yerlerde yaşayan on tür ejderha listeliyor. Benzer olarak, efsanelerdeki ejderhaların, deniz altındaki saraylar, uzaklardaki dağlar ve mağaralar da dahil olmak üzere çeşitli yaşam alanları vardır.
Kocaman, ateş püskürten ejderhalar besbelli gerçek olmazken, Komodo ejderi denilen ve çok fazla üyeye sahip olan bir kertenkele ailesi gerçek. Bu yaratık -muhtemelen doğal yaşamda ejderha mitlerine en yakın olan şey- Endonezya adalarında yaşıyor.
Doğaları
Felsefe Taşı‘nda Ron, Harry’ye ejderhaları evcilleştirmenin ne kadar imkânsız olduğunu söylemişti:
“…zaten ejderhaları evcilleştiremezsin ki, çok tehlikelidir. Romanya’da yırtıcı ejderha peşinde koşan Charlie’nin yanıklarını bir görseniz…”
-Harry Potter ve Felsefe Taşı
Tabii ki Norbert, bir hafta içinde üç katı büyürken, idare etmesinin imkânsızlığı gecikmedi -özellikle Ron’u elinden ve Hagrid’i bacağından ısırmışken. Fantastik Canavarlar‘ın açıklamasına göre dişiler, erkeklerden daha büyük ve daha saldırgan, belki de bu yüzden Charlie Weasley, Norbert’ın aslında kız olduğunu söylediğinde pek şaşırtıcı gelmedi.
Mitlerdeki ejderhalar, yetiştirmesi zor olmakla birlikte insanlarla hiçbir alakası olmayan korkutucu yaratıklardır.
İyiler mi Kötüler mi?
Görünüş olarak benzer olmalarına rağmen, Çin mitolojisindeki ejderhalar, Batı’daki soydaşlarından genellikle daha iyilikseverlerdir. Çin ejderhaları iyi şansın sembolüdür ve aydınlığa giden yolu temsil eder.
Eski Avrupa’da uzun bir süre bu yorumlama, ejderhaların korkutucu ünü olması düşüncesiyle eş zamanlı olarak yer aldı. Git gide Batı kültüründe, ejderhaların şeytani olması ağır bastı ve şimdi de alışıla gelmiş şekilde karanlığın ve kötü niyetin sembolüler. Şu da kesin ki Harry Potter ve Ateş Kadehi‘ndeki Macar Boynuzkuyruk’tan Norbert’a kadar büyücü dünyasındaki hiçbir ejderha, sahibine iyi şans getirmiş gibi gözükmüyor.
Ünlü Ejderhalar
Bu yaratıkların tehlikeli ünü, onlarla ilgili olan eski hikayeleri gölgede bırakıyor. İngiltere’nin koruyucu azizi George’tan (ejderhalarla savaştığına inanılıyor) Beowulf’a (İngiliz Edebiyatı’ndaki en eski destan) ve Kral Arthur’un hikayelerine kadar bu korkutucu canavarlar, katledilecek bir yaratık olarak var oldu.
Çünkü Hagrid’in umutlarına rağmen, bir ejderhayla arkadaş canlısı bir ilişki kurmak oldukça nadirdir. Sonuçta, Hogwarts’ın sloganı bir hiç uğruna “draco dormiens nunquam titillandus” yani “uyuyan bir ejderhayı asla gıdıklama”- değil.
Ek olarak, Fantastik Canavarlar kitabına göre, Öbüruç Opalgözü türünde olan ejderhalar saldırgan değiller ve aç olmadıklarında etraflarına saldırmazlar. Peki ya siz bütün ejderhaların kötü olduğuna inanıyor musunuz? Fikirlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!