İmkânsızı Başarmak: “Genç” James Potter’ı Sevmek Mümkün mü?
|Pottermore, her ay hayranları kendi aralarında ikiye ayıran karakterleri savunmaya çalışacak. İşte ilk yazı da genç James Potter‘la ilgili. Hep birlikte James Potter’ın savunulacak yönlerine (ya da tam tersi mi demeliyiz?) bakalım!
Harry Potter’ın babası Hogwarts’da zorba bir öğrenciydi. Ama belki de bu onun suçu değildi…
Asil, fedakar bir kahramana dönüşmesine rağmen, James Potter – kendi müstakbel eşinin ağzından çıkan söz – “kendini beğenmiş zorbanın teki” olarak başlamıştı okula.
Sınıfta sergilediği kötü davranışları yüzünden aldığı sayısız cezalar bir yana, genç James büyüye olan büyük yeteneğini doğrudan okul arkadaşları üzerinde memnuniyetle uygulardı. Bazen okul koridorunda rastgele bunu yapardı veya bir keresinde talihsiz Bertram Aubrey’in kafasını normalden iki katı boyutuna getirmişti.
James Potter’ın bu acımasız davranışlarından en uç noktası tabii ki de Severus Snape’e yaptığıydı. Bir S.B.D sınavı sonrası James yanında suç ortağı Sirius Black’le, savunmasız genç Snape’le karşılaşmış, onu yere itip ağzını pembe sabun baloncuklarıyla doldurmuştu, ardından onu havaya kaldırarak solgun yüzlü zayıf Slytherinli çocuğu kıkırdayan kalabalık öğrenci grubunun önünde elbiselerini çıkarmakla tehdit etmişti.
Lily Evans kalabalığın arasında bu kendini beğenmiş zorbaya karşı gelen tek öğrenciydi. Buna rağmen – ya da bunun yüzünden desek daha doğru olabilir – James çok geçmeden kızıl saçlı Muggle doğumlu büyüleyici cadıya aşık olmuştu.
Bu durum ise Snape için daha da katlanılmaz bir hal almıştı. Onun gibi Lily’den çocukluktan beri hoşlanan yağlı saçlı, soluk renkte sıska biri, bu ortaya çıkan yakışıklı, ukala Quidditch oyuncusuyla nasıl karşılaştırılabilirdi?
Doğrusunu isterseniz, öyle de oldu ve Snape, James’e içinde karşı öyle bir kin besledi ki bu kinini oğlu Harry üzerinde de devam ettirdi. Genç Harry, Snape’e acı çektiren kişiye bu kadar benzerken ve aynı zamanda gözleri annesi Lily’nin berrak ve güzel gözlerine çekmişken Snape’i kim suçlayabilirdi?
Bu da şu soruyu doğurmakta – James Potter neden böylesi korkunç bir zorbaydı? Böyle yeteneğe, dış görünüşe ve pek çok arkadaşa sahip olanlar kendilerinden daha azına sahip olanlara cömert olmaları gerekmez mi?
Ne yazık ki böyle bir durum nadiren gerçekleşiyor. Buradaki sebep belki de – bahane değil, bir sebep – James’in yetiştirilme tarzıdır. Euphemia ve Fleamont Potter James doğmadan önce bebekleri olması için yıllarca uğraştılar ve bunu gerçekleştiremediler. James doğduğunda ise çok daha yaşlı ve varlıklıydılar, böylece James maddi anlamda sıkıntı çekmeden, kardeşi olmamasının getirdiği özgürlükle, onun üzerine düşülen bir ortamda büyüdü.
Elbette bu olumsuz bir durum değil. Aksine sevgi, huzur ve bolluk her çocuğun yetiştirilmesinde kilit unsurlar olmalıdır. Ama bazen bir çocuk kısıtlamalar ve alçakgönüllülük duygusuyla yetişirse empati geliştirmeye daha yatkın olabiliyor. Belki de bu yüzden James’in üstünde “iyi bakılmış, hatta çok sevilmiş olmanın getirdiği o tarif edilemez hava var gibi görünüyordu” ki bu Snape’de apaçık bir şekilde eksik olan bir şeydi ve bu yüzden James bazen böylesi kötü tavırlar takınmıştı. Bu halleri ancak onun yakışıklı, havalı Sirius ve düşünceli, akıllı Remus’la oluşan arkadaşlıklarıyla düzelmeye başlamıştı.
Açık konuşmak gerekirse Snape, James’in yol açtığı sıkıntıların suçunun bir kısmını üstlenmeli. O ve James Hogwarts Ekspresi’nde karşılaştıkları ilk anda ağız dalaşına girdiler. Snape onun Gryffindor masasında yer almadaki hevesli haline hafif küçümser bir tonla karşılık verdi: “Yani zeki olacağına kaslı olmayı tercih ediyorsan.”
En kötüsü de S.B.D. zamanı gerçekleşen olayın ardından, öfkeli ve küçük düşürülmüş Snape “küçük pis bir Bulanık” Lily’nin yardımına ihtiyacı olmadığını iddia etti. Bu durum da sevdiği tarafından hoş karşılanmadı ve beklenildiği gibi, Lily en sonunda kötü çocuk Potter’la birlikte oldu.
Ama o kadar da acımasız olmayalım. Genç James Potter pek çok iyi şey de yaptı. Yakın arkadaşı Remus Lupin’in kurt adam olduğu ortaya çıktığında, onu dışlamak şöyle dursun, kendisi Animagus olmayı öğrenme yolunda olağanüstü bir adım attı. Öğrencilik hayatının sonlarına doğru okul koridorlarında rastgele öğrencilere büyü yapmayı bıraktı ve sonrasında okul başkanı oldu. Bu haylaz halleri bile iyi bir şeyle sonuçlandı – en yakın arkadaşlarıyla birlikte oluşturduğu Çapulcu Haritası, Hogwarts öğrencilerinin gelecek kuşağı için kötüye karşı verilen savaşta çok değerli bir hazine haline geldi.
Hiç kimse mükemmel değildir. James Potter’ın kendi eşi bile en başta onunla çıkmaktansa Dev Mürekkep Balığı’nı tercih edeceğini iddia etmişti. Ancak en yakın arkadaşı olarak Sirius Black’in daha sonra söylediği gibi: “Birçok kişi on beş yaşında budaladır. Baban büyüyünce düzeldi.”
Siz bu savunmaya katılıyor musunuz? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın! Gelecek ay Kreacher’ı savunma yazısında görüşmek üzere!
Mümkün değilmiş.
Çok güzel bir yazı da olsa, insan sevemeyince sevemiyor demek ki.
Snape çok sevdiğim bir karakter olsa da tercihim hep James’ten yanaydı benim. James fazla anlatılmadığı için yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Evet yaptığı zorbalıklar çok çirkindi ama sonsuza kadar bir zorba olarak kalmadı. Sirius’un da dediği gibi, James büyüyünce düzeldi.
Ama özellikle internet aleminde gördüğüm kadarıyla Snape fanatikleri tarafından öyle anlatılıyor ki James adeta Voldemort’a taş çıkarıyor. Bu yapılanı oldukça haksız buluyorum.
Güzel yazıymış. Harry’nin 15 yaşında verdiği isyan geldi aklıma. Babasını mükemmel biri sandığı için gerçekleri öğrendiği zaman hayal kırıklığına uğramıştı. Aynı durum Dumbledore için de olmuştu. Harry Potter serisi buradan bize mesaj veriyor zaten. İnsanlar değişebilir. Yani Sirius’a katılıyorum. 15 yaşında birçok insanın budala olması gayet normal Herkes 15 yaşında iken ordu kuran bi Harry gibi olamıyor. Ama Harry de mükemmel değil. Harry’nin Crucio büyüsünü yaptığını ve bundan zevk aldığını gördüğümüzde bunu seven hayranlar olduğu gibi şok olan pek çok hayran da vardı. J.K. Rowling’e bunu sordular. Cevabı da şöyle olmuştu: Harry bir aziz değil, hiçbir zaman da olmadı. Snape gibi o da bir ölümlü ve hataları var. Harry’nin en önemli kusuru öfkesi ve zaman zaman ortaya çıkan kibirliliği. Böyle zamanlarda Harry çok öfkeli oluyor buna göre davranıyor. Ayrıca olağanüstü durumlarda, şiddet dolu ve ölümcül bir rakipten birilerin koruma konusunda böyle davranması onun çok işine yarıyor.
Pek çok konuda pek keskin görüşler benimsememeye çalışırım; çok şükür bilirim ki doğru çoğu zaman doğrular iki ucun arasında bir yerdedir. Ama zorbalar konusunda tavrım net ya, evlat olsalar sevilmezler bence. “Sonradan değişti” falan da masal, ortamdaki güç dengesi değişmiştir o yüzden aklını başına devşirmek zorunda kalmıştır. İstisnalar olur tabi o ayrı, ama mesela bana deseler ki “senin zorbaların değişti şimdi hepsi birer aziz, birer erdem timsali” derim ki “gitsinler ötede değişsinler”.
James’in de bu kadar müsamaha görmesi bence genel olarak köklü saygın bir aileden olmasıyla alakalı bir durum Bir de ölü olmasıyla.
HP okurken James’ten az tiksinmedim evet. 7. Kitaptan önce de Snape’çiydim ben.