Ölüm Yadigârları 2, Neden Harry Potter Serisinin En Kötü Filmi? İşte 3 Maddede İspatı!
|Harry Potter ve Ölüm Yadigârları: Bölüm 2, gerçekten de serinin en kötü filmi mi? Bunun sebepleri ne olabilir? Büyücülük Dünyası’na geri dönme zamanı!
Harry Potter serisinin kitapları oldukça detaylı ve zengin bir dünyaya sahip. Üstelik her bir sahnenin de önemi ayrı. Fakat sinema evreninde işler her zaman bu kadar ayrıntılı işlemeyebiliyor ve kitaplar beyaz perdeye aktarılırken işler farklı taraflara gidebiliyor. Peki Harry Potter ve Ölüm Yadigârları: Bölüm 2, serinin gerçekten de en kötü filmi mi? Gelin bu sorunun cevabını üç maddede birlikte arayalım!
(Yazının devamı, kitaplara ve filme dair spoiler içermektedir.)
Ölüm Yadigârları 2 Gerçekten de En Kötü Harry Potter Filmi Olabilir mi?
1. Karakterler Kendileri Gibi Değiller
Ölüm Yadigârları’nda Harry ve arkadaşları kitapta resmedildikleri gibi değiller. Bunun en iyi örneği ise filmde Harry’nin Voldemort’a teslim olmak için Yasak Orman’a gideceğini söylediği sahne. Bir kere Harry, arkadaşlarına kitapta veda etmiyor. Yine de Hermione’nin film versiyonu tam da yedi yıllık arkadaşı bir saat içinde ölecek birinin verebileceği bir tepkiyi veriyor: Ağlıyor, onunla birlikte gitmeyi teklif ediyor ve Harry’ye kocaman sarılıyor. Ron ise orada öylece duruyor ve tuhaf, uzun bakışlar atıyor. Neden film yapımcıları Harry ve Ron’un son bir kez veda etme fırsatlarını ellerinden aldılar ki?
Sonraki sahnelerde Harry’nin bedeni herkes görsün diye Hogwarts’a getiriliyor. İlk olarak, kimse geçekten dehşete düşmüşe benzemiyor. Tabii, Ginny Weasley dramatik bir çığlık atarak romantik karakter rolünü yerine getiriyor. İster kötü oyunculuk deyin ister kötü düzenleme deyin Ron ve Hermione Hagrid’i en yakın arkadaşlarının bedenini taşırken gördüklerine şaşırmış durmuyorlar.
Sonrasında gerçekleşen Neville’ın konuşması da tam bir Hollywood klişesi. Vermeye çalıştığı mesaj açık: İyi taraftakileri üzücü bir yıkımdan sonra cesaretlendirmeye çalışıyor. Yine de Lord Voldemort’un bunca insan arasından Neville Longbottom’a kahramanlık hakkında konuşma hakkı vereceğini pek olası gelmiyor, özellikle de on yıllık savaşı kazandığını düşündüğü sırada. Ayrıca, hatırlatmakta fayda var, kitapta Harry’nin bedeni geldikten sonra Voldemort’a ilk çıkışan Ron’du, Neville değil.
“Harry Potter öldü! Anlıyor musunuz, yollarından saptırılanlar? O kendi uğruna başkalarının kurban olmasına güvenen bir çocuktan başkası değildi!”
“Seni alt etti!” diye bağırdı Ron ve büyü bozuldu ve Hogwarts’ın direnişçileri bir kez daha sesleri, daha gürültülü bir patlamayla susturulana dek bağırmaya ve çığlık atmaya başladılar.
– Harry Potter ve Ölüm Yadigârları
Son olarak, Harry’nin Mürver Asa’yı öylece kırdığına inanmamız mı gerekiyor, lütfen?
2. Anlamlı Olay Örgüsü Arka Plana Atılmış ve Romantik Hikâye Kısmı Zorla Oluşturulmuş
Belki de bunun en belirgin örneği Ron ve Hermione’dir. Savaşmak nedir bilmeyen Hortkuluk su canavarı, nasıl bu ikilinin arasındaki yılların buzunu eritsin? İkili, böyle bir sahneden önce birçok kez ölme noktasına yaklaşmıştılar. Kitapta ise Hermione’nin, Ron’un ev cinlerinin sıhhatini düşünmesinden gerçekten etkilendiği için içten gelen bir ilk adımı attığını görüyoruz.
Ayrıca Tonks ve Lupin de filmlerde daha iyisini hak etmişti. Ölümlerinin trajik hikâyesi filmdeki tek bir sahne üzerinden anlatılmaya çalışılmış ve oğulları (Harry’nin de vaftiz oğlu) Teddy hakkında tek bir kelime dahi yok. Ayrıca, Percy’nin Weasley Ailesi’ne dönüş yaptığını da görmüyoruz. Halbuki, hayırsız oğullarının son anda taraf değiştirmesi duygusal bir andı ve Weasleyler’in ne kadar bağışlayıcı olduğunu gösteriyordu.
Son olarak, Luna ve Neville olayı çok mu gerekliydi? Luna ve Neville’ın zorlama birlikteliği son filmden önce birbirlerine hiç ilgi göstermeyen bu ikili için altı boş bir sahne. Luna ve Neville yiğit karakterler ve böyle tanınmaları için de ani, romantik bir hikâye örgüsüne ihtiyaçları yoktu.
3. Voldemort’un Ölüm Sahnesi, Kitapların Tüm Anlamını Yitirmesine Neden Oluyor
Bu sahne muhtemelen tüm film serilerinin en berbat sahnesi. Voldemort filmde küllere ayrılıyor ve ardında bir ceset bırakmıyor. Yani yaşadığı gibi doğaüstü ve insan dışı biri olarak ölüyor. Kitapta ise her insan nasıl ölürse o da öyle ölüyor. Ayrıca, Tom Riddle için de aydınlanma sahnesi oluyor. Ölümü alt etmeyi ne kadar denerse denesin, sonunda ölüm onu alt ediyor ve bedeni, Hortkuluklar onu korumazken herhangi bir bedenden farksız kalıyor. Voldemort’a aşırı bir ölüm sahnesi vermek verilebilecek mesajın anlamını yitiriyor ve muhtemelen gereksiz bir şekilde efektlere bütçe ayrılmasına sebep oluyor.
Yine de filmi kurtarabilecek bir nokta var o da Alan Rickman’ın makyajı. Snape’in ölümü şüphesiz üzücü olsa da en azından son saatlerini ateşli ve tüyümsü saç şekli ve My Chemical Romace müzik klibinden fırlamış gibi olan göz makyajıyla gitti.
Siz Ölüm Yadigârları kitabının sinema uyarlaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Eklenen, değiştirilen, çıkartılan sahnelerden hoşunuza giden var mı? Bizlerle yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın!
Kaynak: MuggleNet
Melez prens dururken bu film asla en kötü olamaz bence çünkü melez prens kötülüğün de ötesinde
Bu üç maddeye kesinlikle katılıyorum… En çok üzüldüğüm sahne Lupin ve Tonk’sun ölümüydü. Onlar bunu hak etmiyorlardı! Teddy annesiz babasız Voldemort gibi olabilirdi! Bu çok acı vericiydi. Sonrasında ise Snape… Gençliğinde çok kötü alay edilmiş genç bir büyücü. Ailesinde asla sevgi görememiş tek sevdiği Lily’e kavuşamamış bir öğretmen. Bunların hepsinin haricinde içinde Harry’i gerçekten seviyor! Alan Rickman…Huzurlar içinde uyu büyük üstad! Lumos…
söylediğin yerlerde çok haklısın ama melez pren o kadar kötü ki bu filmdeki saçmalıkların üstünü örtüyor
En saçma filmi olarak kesinlikle haklı. Ayrica bunun bölüm 1 de var. Hermani bu kitapta bu ladar hırçın bir karaktermiydi? Hayır. Peki ronun ilk bolumde ormanda dondugunde harrye sarilma sahnesi, sonra olume giderken harrye sanki uzaktan tanıdığı gibi bakmasi… bunlar sacmalik aciklanacak ve haklanacak tek bir yanları yok malasef.
Tamamen yanlış düşünüyorsun. İstersen serinin en iyi filmi olan Melez Prens filmini 54 kez izleyip ve 39 kez kitabını okuyup tekrar düşün. Sen 10 kez okusanda izlesende anlamazsın. Yazdığın yorum beyin kapsiteni ortaya çıkartıyor. Serinin en iyi filmine, en çok bütçe harcanmış filmine hakaret etmeye hakkın YOK. Ne kadar kötü olursa olsun diğer filmlerede.
Ben Ateş Kadehi’ni sevmiyorum.O yüzden onun kötü olduğunu düşünüyorum
çok haklı bir yazı senaristler Ron’u harcadı ayrıca teddy’nin en az bir sahnesini görmek isterdim ayrıca lütfen bunun melez prenslisini de yapın oradaki en büyük eksiklerden biri de Regulus onuda keşke görebilseydik
Kesinlikle 3 maddeye katılıyorum,aslında ilk iki film dışında tüm karakterler farklı biri gibiydi,bu hem oyuncunun hem de yönetmenin hatası ama ginny çok gıcık gösterilmiş.Oysaki kitaplarda güçlü ve cesur bir kız.Ayrıca filmlerde ron olmasada olur gereksiz,korkak bir karakter gibi göstetilmiş.Oysaki ron da bir gryfinndor .
Bence de filmin tek iyi kısmı buydu Alan Rickman(Lumos/*) ın yüzü sanki gerçekten ölmek üzereymiş gibi gözüküyordu.
İlk bölümde baş oyuncuların yaşlarından da olsa gerek oyunculuklar çok kötüydü. Özellikle büyücü satrancı oyununda diğerleri taşların üzerine binmemişken ron neden atın üzerinde? Darbeyi almak zorunda mıydı? İkincisi okula gelir gelmez ilk duydukları “Karanlık orman kesinlikle tüm öğrencilere yasaktır”. Ama ceza olarak oraya gönderiliyorlar 🙂 İkinci bölümde Hagrid’e Aragog hakkında hiçbir şey söylemiyorlar. Hatta Hagrid bu durumdan dolayı Aragog’la arkadaşlığı kesmesi gerekeceği yerde altıncı bölümde ölümüne yas tutuyor. Bence en güzel bölüm Azkaban Tutsağı, en kötü bölüm beşinci Zümrüd-ü Anka yoldaşlığıydı…
Hep 1. Ve 2. filmin kötü yanlarınfan bahsetmişsin ama Zümrüdüanka Yoldaşlığına kötü demişsin.(tespit) Peki sence neden en kötü film Zümrüdüanka Yoldaşlığı?
Kesinlikle haklı!!!! Bence en iyi filmler Ölüm Yadigârları:1 ve Sırlar Odası!!!!
Bence kitapları okumayıp filmleri izlemek kitapların 3/2 sini kaçırmak demek.